Kayıtlar

blog etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kadının Yüreği Dolu : Bir Mim Yazısı

Resim
Merhabalar,    31 Ocak günü Cafe Tigris tarafından zaten yazmayı da düşündüğüm bir konuda mimlenmiştim. Ancak yazabiliyorum gecikme için herkesten özür dilerim.    Kadın olmak...     Kadın olmak zor zanaat hele de böyle bir ülke de. Kadın her şeyle ilgilenip çoğu zamanda şikayet bile etmeye dahi vakit bulamayan bireydir ülkemizde. Kadın temizlikçidir, kadın çocuk bakıcısıdır, kadın kocasının gönlünü yapmaktan da sorumludur, kadın aşçıdır. Kadın evin psikologudur. Kadın tüm sırları saklayandır bir de üzerine kadın para da kazanır. Tüm bunlara rağmen asla yaranamayandır. Kaç yaşında olursa olsun kadın kadındır. Ablayken kardeşinin bakıcısı evlenince çocuğunun bakıcısı. Ablayken ya da evinin kızıyken hiç olmassa annesinin tüm bu işlerde yardımcısı evlenince kendi evinin ustası. Ha bir de evlenmeyince de evde kalmış eklenir meslek hanesine. Tüm bunları yapan kadın şiddetin odak noktası olan kadındır da ayrıca. Gel gelelim asıl konumuza :     Hepimizin bildiği gibi son yıllar da

Marshmallow'lu Sohbet...

Resim
HEYYAAAA!!!      Sohbet muhabbet etmek için buradayım bugün, bloga yazmaktan en çok keyif aldığım konular bu sohbet yazıları zaten. Sanki iyi bir dostumla karşılıklı konuşuyormuş hissine kapılıyorum yazarken ve dolayısıyla da bayağı keyifli oluyor yazması.    Bu aralar havalar genel anlamda güzel gidiyor sabahları odama vuran güneşle uyanmak benim için oldukça keyif verici. Zaten evde olmak nefes almak gibi.  Bir hafta sonra da Sakarya'ya dönüyorum. Aslında bu tamamen kötü diyemeyeceğim malumunuz sevgili erkek arkadaşım orada ve kendisini yavaştan özlemelere başladım. Ama bir yandan da hiç gitmek istemiyorum gittiğimde neredeyse 4 ay orada olacağım ve bu uzun sürede ailemi ve evimi çok çok özleyeceğim bir de eğer önceki yazılarım da söz ettiysem eğer -ki kesin etmişimdir- çok çok kötü bir dönem geçirdim ve aynı hisleri gittiğimde tekrar yaşamaktan oldukça korkuyorum bu sebeple aslında gitmeyi de pek istemiyorum. Bakalım artık nasıl bir dönem bizi bekliyor göreceğiz.  

Şampuan Hakkında : Head & Shoulders

Resim
Merhabalar,    Güzel olduğunu düşündüğüm bir haberim var sonunda Mert arkadaşımızın "Ters Düz" isimli kitabına başladım hatta bitirmek üzereyim. Herhalde en son da ben okuyorum kitabı - utanan emoji - ve şunu söyleyebilirim ki bu kadar geç kaldığım için pişmanım. Bununla alakalı bir yorum yazısı da yazacağım bitirdiğimde ancak şimdilik çok beğendiğimi söyleyebilirim. Memleketi Trabzon olan birisi olarak yorumumu bekleyin.    Her neyse bugün konum başka. Size bir Şampuandan bahsetmek istiyorum... Hiç beğenmediğim, berbat bulduğum ve bir daha asla kullanmayacağım bir şampuandan.  Şampuan Head & Shoulders markasına ait sadece kadınlara özel yukarıda görmüş olduğunuz şampuan. İlk kez bu hafta kullandım kendilerini. Ve gerçekten hiç beğenmedim. Hiç hoşuma gitmeyen bir yapısı vardı. Normal kulladığım şampuanlardan nedense bir nebze sulu geldi bana bilemiyorum.     Kepeği ve saç dökülmelerini önlemeyi vaad ediyor. Benim kepek sorunum zaten yoktu. Saç dökülm

Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer...

Resim
Merhabalar,    Bugün sizlere okuduğum bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Uzun zamandır elimde olan çok uzun zaman önce okumak için başladığım bir kitap aslında ancak tabii bir türlü adam akıllı okuyayım diye fırsat bulamadım. Kitabın kötülüğünden değil pek tabii kitap bence bayağı güzeldi ve de akıcı idi. Eğlenceli de bir anlatımı vardı ne yazık ki benim çeşitli kişisel sorunlarım ve yoğunluğum yüzünden bir kez başlandıktan sonra okunması hep ertelendi. Tabii tatil için eve gelince de ele ilk alınan ve bir akşamda tamamı bitirilen kitap oldu kendisi.  Kitabın Adı : Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer Yazarlar : Thomas Cathcart, Daniel Klein Arka Kapaktan : "Yılın en matrak çoksatarı"   -The Boston Globe "Çok güldüm, çok şey öğrendim, çok sevdim"   - Roy Blount Felsefe mi? Felsefeyi anlamak için büyük bir dehanın zekasına ve peygamber sabrına sahip olmak gerekir. Bu doğru değil! Bu komik, ele avuca sığmaz, çok yönlü ve zengin içerikli k

Bir Ufak Mimleme Yazısı!

Resim
Merhabalaaarrr!    Bir mim yazısı ile buradayım şuan. Sevgili Kitap Avc ısı ,  Deeptone   ve Neşeli Kitap Vagonu geçtiğimiz günlerde beni mimlemiş idi. Bir türlü fırsat bulup yazamamıştım mim yazısını, kısmet şimdiye imiş.  Hangi blogger arkadaşlarım hakkında ne düşünüyorum? Haydi okumaya başlayın o zaman. Bi Poşet Kitap Sanırım ilk tanıdığım blogger arkadaşlardan birisi hatta belki ilki. Çok cana yakın bir arkadaşımız olduğundan hemen sevdim. Yazılarını da keyifle okuyorum. :) Neşeli Kitap Vagonu Çekilişime katılması ile tanıdım kendisini daha sonrada yazdıklarını okumaya başladım, çok güzel yazan çok güzel yürekli bir insan. Siz de mutlaka bir bakın yazılarına derim :) Siyah Kuğu Bir iki kez denk gelip okumuş, çekilişme katılımıyla da kendisini daha iyi tanıma fırsatımı bulmuştum. Çok güzel kalbi olan ve yazılarını bayağı beğendiğim bir arkadaşım. :) Cafe Tigris İnanılmaz bir pozitif enerjisi olduğunu düşünüyorum, Çokta tatlı birisi, bayağı seviyorum. Yazıla

Muhabbetime Doyum Olmuyor

Resim
HEYYAAA!!! Visnelikiraz'ınız Sakarya'da canlar. Hava buz gibi soğuk, her yer bembeyaz. Kar durmak bilmiyor. Odam buz gibi peteğim cayır cayır yanıyor aslında ama oda ısınmak bilmiyor bayağı soğuk. Çarşambadan sonra daha da artacak diyolar kar. Cuma eve dönene kadar dinsin ve yollar kapanmasında. Dün saat akşam sekizdi otobüse bir bindim vurdum kafayı uyudum ara ara uyanıp biraz oturmalar, molalarda da tuvalete koşturmak dışında neredeyse tüm yolculuğu uyuyarak geçirdim birde ne zamandır okumak istediğim blogger arkadaşları okudum.  Üç yazımdır full muhabbet havasında gidiyorum günlüğe döndürdüm iyice burayı inşallah sıkmıyorumdur.  Canım erik istiyor. Evet bu mevsimde. Hem erik bu insanın canının çekmesinin mevsimi olur mu?  İki de mim aldım onu yazmak istiyorum aslında üç aşağı beş yukarı ne yazacağımda belli ama ancak şu bütlerden sonra konsantre olurda yazarım. O değil her yazımda mutlaka o bütlerden bahsediyorum bahsetmesem ölürüm çünkü. - Bu arada ben bu satırlar

Bir Masal vardı Aklımı Aldı

Resim
Geceniz hayrolsunlar efenim, Nassınız iyisinizdir inşallah? Bana sorarsanız ben nasılım bilmiyorum. Beynim zonkluyor. Bugün fazla da ders çalışmadım aslında ama stresten doldu herhalde.  Ulan az daha bilet bulamayıp bütünlemelerime giremiyordum. Tam zamanında gitmişim de biletimi aldım Cumartesi go to Sakarya. ( İngilizcem akıyor yine)  Bir de bugün başıma ne geldi bilin. Sen telefonu klozete düşür, telefon felç. Annem bir yandan söylenir ben bir yandan kahrolurum falan giden gitti tabii. - Annemin sinirli olduğunu da söylemiştim önceki yazımda değil mi? - Tartışma kopuverdi tabii annemle hemen aramızda. Ama kadın haklı yahu! Bu benim bu işi ilk yapışım değil ki. Aynı haltı daha önce de yedim ben.  Neyse Allahtan burs çıktı gidip şimdi yarın faturamın üzerine alıcam inşallah telefon sonrada paşa paşa ödeyecem onu.  Ha bu ara da daha babama açıklaması var olayı kendisi vardiyalı çalıştığından gecede şuan vukaatımdan haberdar değil. Ne güzel de gün geçirmiştim halbukisi. Zat

ÇEKİLİŞ SONUCU :)

     14 Ocakta çekilişin biteceğini yazmıştım ve malum bugün 14 Ocak yani çekiliş sona erdi arkadaşlaar.    Biraz üzgünüm bu çekiliş konusu hakkında aslında. En çok okunan postum bu oldu ve neredeyse 300'e ulaştı okunma sayısı.     Acı olan ne biliyor musunuz? Bu 300 kişiden sadece 5'i katıldı çekilişe. Biriside zaten benim erkek arkadaşımdı. Yani sadece 4 kişi.     Çok acı değil mi 300 kişiden sadece 4?  Yani insanın 5 dakikasını almayacak mini minnacık bir şey. Burada ki mesele zaten çekiliş olsun da değildi. Mesele bir çok sokak hayvanına ulaşabilmek pek çoğunun karnını doyurabilmek, bir günlerini de tok karınla geçirmelerini sağlamaktı. Biliyorsunuz ben açım diyemiyorlar, dertlerini anlatmak onlar için çok zor. Çoğu zaman karınlarını doyurmak için çöpleri karıştırmak zorunda kalıyorlar artık bahtlarına ne çıkarsa. Hatta çok şahit olduğum bir şey daha var ki çoğu zaman karınlarını doyurmak için bir parça yemek için bir birlerini parçalıyorlar. Ben sadece bir canlının,

ÇEKİLİŞ DUYURUSU :)

Resim
Merhaba arkadaşlar,    Sizinle kısa bir şey paylaşıp hızlıca köşeme çekileceğim bugün. Ben bloga başlarken beni yirmi kişi okusa kârdır diye başlamıştım açıkcası. Yani hedefim sadece bir ayda yirmi idi. Fakat şimdi neredeyse bini görmek üzereyim ve bundan dolayı inanılmaz mutlu ve de   minnettarım.     Minnettarlığımın göstergesi olarak sizler için bugün alışverişe çıkacak ve bir kaç şey alacağım. Bini gördüğüm andada çekiliş başlatıp buradan sizlere duyuracağım. Şimdiden bilgilendirme yapmak ve görmeyen duymayan kalmasın dedim.     Herkese mutlu günler :)

Sohbet Tadında/ Bu Yıldan Öğrendiklerim :

Resim
    Kulaklıklarımı kulağıma taktım da şuan ben uzun zamandır bu kadar stressiz müzik dinlememiştim. Bölünmeden kendime ayıracağım en az bir buçuk saatim var. Muhteşem!    Bu yıldan öğrendiğim şeylerden en önemlisi şu idi : hayatta hiç bir şeyden şikayet etmemeliyiz. Zaman geliyor şikayet ettiğimiz şeyleri yana yakıla arıyoruz. Mesela ben sakinliği sessizliği arıyorum aylardır. Siz sıkılana kadar kimsenin sizi bölmeden müzik dinleyeceğini bilmek bile çok güzel.   Yolculuk yapıyorum da şimdi nasıl iyi geldi anlatamam. Bileti alana kadar bir kaç kez vazgeçecek oldum fakat cidden ihtiyacım varmış. Birde hava şuan inanılmaz güzel. En ön koltukta oturuyorum. Güneşin pırıltısı ara sıra gözlerimi kamaştırıyor. Sağ tarafıma baktığımda denizi görüyorum. İtiraf ediyorum başta Sapanca Gölü sandım değilmiş, utanarak gülen emoji.    Belki görmüşsünüzdür güneş ışıkları denize vururken denizdeki parıltıları, altın tozu serpilmişçesine olur hani. Allah'ım denizi seviyorum! Uzun uzun o sons

KISA SOHBET/SEVDİĞİM DİZİLER/ÖNERİLER :

Resim
    En son yazımdan bu yana dört gün geçmiş. Bana bayağı uzun zaman oldu gibi gelmişti aslında bakarsanız. Hatta hala bir şeyler yazamadım diye birazcık içim içimi yiyordu. Ama yazmak mecburiyet işi olmamalı değil mi? Gerçi blogu açtığımdan beri benim için biraz mecburiyet oldu yani sonuç olarak artık bu blog benim için bir sorumluluk demek öyle değil mi? Yanlış anlamayın sakın şikayet etmiyorum bu sorumluluktan, bilakis hoşuma gidiyor.    Bu aralar biraz keyifsizim aslında. İnanın sebebini bende bilmiyorum. İçimde bir bıkkınlık mı desem yoksa yorgunluk mu öyle bir şey var. Böyle ara ara çok sıkıldım diye feryat ediveriyorum sonra biraz hayattan şikayet ediyorum, birazda okuldan ve derslerden daha sonra bir süre düzeliyorum ama bir kaç saat sonra eski keyifsiz halime geri dönüyorum.    Neyse ki şanslısınız ve size daha fazla bu keyifsizliğimden bahsetmeyeceğim çünkü biliyorum ki herkesin hayatı yeterince zor ve sıkıntı verici bu yüzden bir de iç karartıcı şeyler okuyup iyice buna

Mim: Merak Ediyorum?

Resim
Merhabalaaar! İlk mimlenmemi yaşıyorum şuan. Bi Poşet Kitap beni mimlemiş. O zaman hazırsaak haydi başlayalııımmm! “Merak ediyorum!   Takıntılarınızı, sevdiğiniz ya da sevmediğiniz genel şeyleri.” Mesela ben: Her kurban bayramında içimin yanmasından dolayı vejeteryan olmaya karar veririm. Fakat asla olamam,genelde bayram boyunca et yiyemez halde olurum. Ama daha sonrasında etleri hapur hupur götürürüm .  Bir şeyi kafaya taktım mı o şeyi yapmadan asla rahat edemem. Yeni başlangıçlar yapmaktan çok keyif alırım. Bir kursa başlamak gibi yeni bir diziye başlamak gibi... Fakat asla hiç birisinin sonunu getiremez yarıda bırakırım. Sürekli önemli konularda önemli kararlar alır fakat aldığım kararları asla uygulamam. Hayvanlar dünya üzerinde en sevdiğim varlıklardır. Özellikle atlar. Çocukluğumdan beri en büyük isteklerimden birisi ata binmeyi öğrenmek fakat bir türlü nasip olmadı. Bir iki yıl öncesine kadar bağımlıyım denecek kadar

Kısa Öneri - İnterpals

Resim
     Saat gece bir buçuk suları şuan. Hafiften bir baş ağrısı boy gösteriyor ve yavaş yavaş gözlerim uykunun verdiği ağırlıkla çökmeye,kapanmaya başlıyor...    Sonunda yazmaya fırsat bulabildiğim için mutluyum. Aslında dün yazmak niyetinde idim ancak maalesef fırsat bulamadım bunun için ve bir türlü aklımdan da çıkartamadım. Dünden beri blog blog blog... diye diye kendi kendimi yedim bitirdim. Bir işin bende sorumluluk duygusu yaratması pek alışageldik bir şey de değil üstelik. Bu sebeple şaşkınım.    Her neyse...    Yazmaya başlarken ve hatta dünden beri yazmak üzere aklımda milyon tane fikir varken ve şuanda da kafamda kırk tilki dönüp dolaşıyorken kelimeleri toparlayıp bir türlü yazamıyorum. Ancak yine de iki kelime olsun bir şeyler yazayım istiyorum.    Bari faydası olacağına inandığım bir şeyden kısaca bahsedip bugünkü bahsi de burada kapatayım.    Bir süredir İnterpals adında bir uygulama kullanıyorum. Online olarak kullanılan bu uygulamayı aynı zamanda telefonlarımıza

Neden Visnelikiraz?

Resim
   * Yeniden merhaba, konuya giriş yapmadan önce söylemek istediğim bir şey var onunla başlamak istiyorum, blogu daha yeni açmış olmama rağmen okunma sayısı gayet iyi görünüyor ve bu beni bir hayli mutlu etti açıkçası bu sebeple okuyan herkese teşekkür ederim.    Eveett... Öncelikle kullanıcı adımdan neden size bahsediyorum buna bir değineyim kısaca : çünkü çoğu insan "visnelikiraz da neymiş o ne yaa hahaha" tarzında bir cümle kuruyor bu sebeple bunu açıklama gereksinimi duyuyorum. Blog dışında tüm sosyal medya hesaplarımda da bu adı kullandığımdan artık beni ifade ediyor diyebilirim ve öylesine koyulmuş bir adda değil üstelik.    Visnelikiraz ne manaya geliyor?     Bildiğimiz gibi kiraz ve vişne görünüş itibari ile bir birine oldukça benzemektedir. Uzun sapları,kırmızı meyvesi ve tek çekirdekli oluşu gibi bir çok ortak özellikleri mevcut - aşağıya eklemiş olduğum resimlere bakarsanız benzerliği görebilirsiniz. - Fakat aynı şeyi tatları için söyleyemiyoruz. Kiraz tatlı