Kayıtlar

sakarya etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Rukiye Türeyen: %99 Engeli ile Kitap Yazdı

Resim
Merhabalar, Bugün bu yazıyı sizi çok değerli bir yazarla tanıştırmak için yazıyorum. Yüzyüze görüşme fırsatım henüz olmasa da tanıdığım anda hayran oldum kendisine. Yazar Rukiye Türeyen. Sakarya'da yaşıyor. %99 engelli, bir tek işaret parmağını kullanabiliyor. Kullanabildiği o parmağı ile kitap yazmaya başlıyor. Yatağa bağımlı fakat zihninde yarattığı ve yazıya geçirdiği karakterlerle belki de o bağımlılıktan sıyrılıyor. Hayattan vazgeçmiyor, onu özgürlüğüne kavuşturacak çaresini kendisi buluyor, yazıyor... Yazıyor, yazıyor ve kendi kitabını çıkartıyor, düşünsek imkansız gelebilecek bir şeyi başarıyor, annesini düşünüyorum sahip olunacak en mükemmel evlada sahip değil mi sizce de? Rukiye abla, sizi de utandırmıyor mu azmi ile, başarısı ile... Kendisi ile gurur duyulacak ve her daim övgü ile bahsedilecek bir kadın bence. Kitaba gelecek olursam henüz okumadım, siparişi verdim gelmesini bekliyorum okumak için. Okuduğumda mutlaka ama mutlaka yorumumu yazıyor olacağım.

Askerlik ve İlişki Hakkında / 3. Ay

Merhabalar, Bu yazımı evimden -Trabzon'dan- yazıyorum.Yaklaşık 20 gündür buradaydım, yarın geri dönüyorum. Pazartesi üniversite hayatımın son dönemine başlıyorum bu yüzden kendimi sık sık bu düşüncenin içinde yoğrulur ve bundan sonra ki hayatımda neler yapacağımı düşünürken buluyorum gerçi biliyorum hayatta bir çok şey hiç de plandığımız gibi gitmiyor ama kişilik meselesi işte düşünmeden de duramıyorum, neyse ki yeni bir hayata başlayacak olmaktan -ne yapıyor olursam olayım- mutluyum.  Tatilim genellikle evde tam da istediğim gibi ailemle vakit geçirip dinlenerek geçti. Kardeşim saydığım arkadaşlarımla görüştüm, sevdiğim mekanlarda onlarla zaman geçirdim. Elimde olsa sanırım bir süre daha geri dönmez burada kalırdım, Serkan da olmayınca benim için Sakarya'ya dönmenin pek bir anlamı yok doğrusu. Konuyu Serkan'a gelmişken her ayın sonunda yazmayı planladığım şu askerlik yazısını -yeni bir aya girmiş de olsak- yazayım, sıkıcı mı oluyor bilmiyorum ama erkek arkadaşını askere g

Fotoğraf Çekmeye Başladım

Resim
   Son zamanlarda fotoğraf çekmeye merak saldım.    Elimizin altında akıllı telefonlarla geziyoruz bari mesajlaşmak dışında bir şeye yarasın öyle değil mi?     Ben de hobi olarak böyle bir şeye başladım, çekiyorum, ufak tefek ışık oyunlarıyla da zevkime daha uygun hale getiriyorum. Tabii güzel bi makineyle çekilmiş kadar olmaz kalite açısından fakat yine de benim gözüme hitap ediyor. Siz ne düşünüyorsunuz? Önerilerinizi, eleştirilerinizi bekliyorum, hepinizi öpüyorum. 

Neler Yapıyorum?

   Çok uzun zamandır burayı inanılmaz ihmal ettiğimin farkındayım ve gerçekten bunun vicdan azabını çekiyorum, kendime burayla alakalı olarak verdiğim sözleri tutamıyor, hedeflerimi gerçek kılamıyorum. Size yapabilecek olduğum bir açıklama da yok doğrusu. Sadece girmiyorum, yazmıyorum işte. Sebepsizce her şeyden elimi ayağımı çektim. Bir tek gazetede yazmaya devam ediyorum düzenli bir şekilde, benim için oldukça önemli biliyorsunuz. Derslerim yine felaket durumda. Çok çok kötü. Ciddi anlamda okulumun uzayacağı daha şimdiden belli. Bölüm değiştirmek istiyorum ancak Sakarya'dan da gitmek pek olacak iş değil benim için şuan, sevdiceğimde ayrılmak zor geliyor bunun yanında çok güzel bir düzenim var orada yeni bir şehre adapte olmakta zorlanacağımı düşünüyorum.    Şuan evimde, Trabzon'dayım zaten biraz daha huzurluyum doğrusu tek problem erkek arkadaşımı biraz özlüyor olmam o da atlatılamayacak bir durum değil şuan için. Geçiş meselesi olmayınca tabii bende alternatif olarak açı

Muhabbetime Doyum Olmuyor

Resim
HEYYAAA!!! Visnelikiraz'ınız Sakarya'da canlar. Hava buz gibi soğuk, her yer bembeyaz. Kar durmak bilmiyor. Odam buz gibi peteğim cayır cayır yanıyor aslında ama oda ısınmak bilmiyor bayağı soğuk. Çarşambadan sonra daha da artacak diyolar kar. Cuma eve dönene kadar dinsin ve yollar kapanmasında. Dün saat akşam sekizdi otobüse bir bindim vurdum kafayı uyudum ara ara uyanıp biraz oturmalar, molalarda da tuvalete koşturmak dışında neredeyse tüm yolculuğu uyuyarak geçirdim birde ne zamandır okumak istediğim blogger arkadaşları okudum.  Üç yazımdır full muhabbet havasında gidiyorum günlüğe döndürdüm iyice burayı inşallah sıkmıyorumdur.  Canım erik istiyor. Evet bu mevsimde. Hem erik bu insanın canının çekmesinin mevsimi olur mu?  İki de mim aldım onu yazmak istiyorum aslında üç aşağı beş yukarı ne yazacağımda belli ama ancak şu bütlerden sonra konsantre olurda yazarım. O değil her yazımda mutlaka o bütlerden bahsediyorum bahsetmesem ölürüm çünkü. - Bu arada ben bu satırlar

VİŞNE VE KİRAZ ANLATIYOR

Resim
HEYYAAA!!! Herkese iyi geceler, Gerçi muhtemelen bir çoğunuz sabah okuyacak ama olsun şuan gece ve saat 02.23 suları. Günlerdir aklımda blog var. Eve gelip sakin kafayla yazmanın hayalini kurarken bütünleme belasına ders çalışmaktan kafa kaldıramaz oldum, günde iki saate tahammülü olmayan ben yedi saate falan çıktım. Dua edin bana bütleri geçeyim, geçemessem yandım. Bu iş, okulu uzatmaya kadar gider. Her ne ise. Dedim bari çalıştıktan sonra yazayım falan bitirdim işte bilgisayarı kucakladım yatağıma yerleştim, bir baktım bilgisayarın şarjı bitmiş ulan hangi ara bittin insafsız! Bende üşendim tabii onu şarja takmaya dedim bari telefondan iki kelime karalayayım da keyfim gelsin. Kafamın içi Agustinuslar'la, Eriganalar'la, İbn-i Rüştler'le doldu taşıyor. Onlar kim demeyin bilgilerim taze burası da bütlerimden nasibini almasın. Bu arada çekiliş hediyelerim yerlerine ulaşmış, çok güzel resimler ve güzel dilekler aldım. İnsan deli mutlu oluyor böyle güzel şeyler duyunca